16 Eylül 2012 Pazar


Bu hafta ki konuğumuz 2 çocuk annesi olan Güner Hanım.Çok güzel bir site oluşturmuş ve çocuklarıyla beraber yaptığı etkinlikleri anlatıyor.Kitap okumayı aşılayan Güner hanım annelere kitapta hediye ediyor.Sorularımızı en içten şekilde cevaplayan Güner hanıma teşekkür ediyor ve röportajımızı yayınlıyoruz.
Merhaba Güner Hanım,kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
Merhaba,Ben, 1979 doğumlu, iki çocuk annesi, lisede hemşirelik, üniversitede kimya okumuş, yüksek lisansını kimya öğretmenliğinde tamamlamış ama şartlar gereği işini bırakıp en azından 3 yaşına kadar çocuklarına bakmayı tercih etmiş bir kadınım. Şimdi geriye dönüp baktığımda iyi de olmuş diyorum. Çünkü en önemli dönmelerinde çocuklarımın yanında olabildim. Birçok annenin buna imkanı olmadığını düşündükçe kendimi şanslı ve bir o kadar da mutlu hissediyorum. Anneliğin dışında, kendime çok vakit ayıramasam da kitap okumayı, dekoratif ev eşyaları yapmayı ve tasarlamayı seviyorum.
Annelik çok farklı bir duygu diyorlar buna katılıyor musunuz? Anne olacağınızı öğrendiğinizde neler hissettiniz?
Çok farklı bir duygu mu, bilemiyorum. Hiçbir duygu birbirine benzemez. Ama çok özel bir duygu olduğu kesin. Çok fazla sorumluluk gerektiren, insana kendini unutturabilen bir duygu, bence. Anne olacağımı öğrendiğimde, çok değişik bir mutluluk yaşadım. Nasıl diyeyim, kimsenin bilmediği ama herkese haykırmak istediğiniz, gözlerinizi ışıl ışıl parlatan, size yaşam enerjisi veren bir duygu. Daha sonra başka duygular da karışıyor içine tabi. Bu duygularımı, kızıma hamileyken ‘’Bebeğime Mektup adlı yazımda anlatmaya çalışmıştım.
Hamilelik döneminiz nasıl geçti? Yanınızda size yardımcı olacak birileri var mıydı?
Hamilelik dönemlerim biraz zorlu geçiyor. Kızıma hamileyken, çalışıyordum. Biraz daha yorucu oldu.
Oğluma hamileyken de ilk üç aylık dönem zorluydu. Her iki çocuğumun da doğumlarının ağustos ayında olması cabası. Ama sonunda bir evlat sahibi olmanız her şeyi unutturuyor. Hani büyüklerimiz der ya ‘’Sevgileri olmasa, bu kadar zorluğa katlanılmaz’’ diye, ben de aynen öyle diyorum. Onlar her şeye değer. Bir kere anne oldunuz mu, çocuğunuz anne, baba olsa bile bu değişmiyor. Annem, babam da hala, bize destek olmaya çalışıyorlar. Sanırım, aile olmak böyle bir şey.
Eşiniz çocukların bakımında yardımcı oluyor mu?
Ben, kadın ve erkeğin farklı yaratılışta olduğunu kabul ediyorum. Mesela, anne, bebeği ayrı bir odada uyuyor olmasına rağmen ufacık bir kıpırtısında uyanabilmesine rağmen, baba, çocuk avazı çıktığı kadar ağlasa bile duymayabiliyor. O nedenle eşimden, bebek bakımında pek beklentim olmadı. Biraz daha büyüyünce, kendi isteğiyle banyolarını yaptırdı, oyunlar oynadı, birlikte kahvaltı hazırladılar, çeşitli faaliyetler yaptılar.
Eşinizin çocuklarla en çok vakit geçirdiği yer neresi?
Vakit geçirilen yerden çok nasıl vakit geçirdiği önemli. Bazen bisiklet sürüyorlar, bazen oyun parkında kaydırakta oynuyorlar. Bazen oturma odasında aslancılık, hatta futbol bile oynayabiliyorlar. Bir bakıyorsunuz, çığlık çığlığa saklambaç … Nasıl saklambaç oluyorsa!
Bir kız ve bir erkek çocuk sahibi olmak nasıl bir duygu? İkisi arasında kıskançlık oluyor mu?
Bir kız ve bir erkek çocuk sahibi olmanın mutluluğu bir duygudan çok bir deneyim bence. Her çocuk farklı karakterde olduğu gibi cinsiyetlerinin ayrı olması bu farkı daha da açıyor. Çocuklarımın arasında eşya, kıyafet yiyecek konusunda kıskançlık yok diyebilirim. Hatta, birisinde bir şey verdiğinizde, hemen bir de kardeşime, bir de ablama diye beklerler. Tek sorun anneyi paylaşamamak.:) Birisi kucağıma gelsin, hemen diğeri de gelir, o da sarılmaya başlar. ‘’O benim de annem’’ tartışması başlar.
Çocuklarınızın izlediği filmlere, oynadığı oyunlara karışır mısınız? Oyun ya da televizyon izleme süreleri var mı?
Oynadığı oyunlara değil de izlediği filmlere karışırım. Vurdulu- kırdılı çizgi filmler, olumsuz davranışlara veya konuşmalara yol açan çizgi filmlerin izlenmesi yasak. Oyun çağında oldukları için oyun oynama süreleri yok. Ama her gün, etkinlik zamanları, televizyon izleme zamanları, kitap okuma zamanları var. Gerisi oyun zamanı zaten. Böyle olması gerekir diye düşünüyorum. Çünkü yaz dönemi olması sebebiyle bu düzenimiz biraz bozuldu ve olumsuz sonuçlarını gözlemlemeye başladım.
miniklerveanneleri.com nasıl ortaya çıktı?
Blog dünyasını keşfettğimde ben de yazabilirim dedim. Ama ne yazacağıma bir türlü karar veremedim. Böyle birkaç blog denemem oldu. Nasıl diyeyim, bir türlü ısınamadım. Çocuk parklarında annelerle buluştukça, aslında kızımla çok farklı şeyler yaptığımızı, her anımızı değerlendirdiğimizi fark ettim. Eşimin de teşviki ile yaptıklarımızı paylaşmaya başladım.
Sitenizde bulunan kitapları neye göre seçiyorsunuz? Yarışmalarda kitap dağıtmanız büyük bir ayrıcalık
bence tebrik ederim.
Kızım kitapları çok sever. Ona saatlerce kitap okusanız hiç sesini çıkarmadan dinleyebilir. Bu nedenle kitap yetiştirmekte zorlanmaya başladım. Buna çare olarak da kütüphaneden kitap almaya başladık. Çok daha fazla kitap okumaya başladık. Herkse kütüphaneye gitmelerini çocuklarını böyle ortamlarda bulundurmalarını tavsiye ediyorum. Kitapları karıştırsınlar, resimlerine baksınlar, okuyacakları kitapları kendileri seçsinler. Blogta okuduğumuz kitapları ‘’Kitap Kurdu’’ bölümünde paylaşıyorum. Çünkü bu bölüm bizim için sanal kitaplık gibi bir şey. Yıllar sonra bile ne kadar kitap okuduğumuzu, hangi kitapları okuduğumuzu görebileceğiz. Kitaplar bizim için önemli. Bu, da bir yayınevinin dikkatini çekmiş. Bize kitap göndermeyi istediklerini belirttiler. Yeni çıkan kitaplarını, bazen de kendimizin seçtiği kitapları gönderiyorlar. Ayrıca, tanıttığımız kitabı isteyip çekilişe katılan 3 kişiye yayınevi bu kitabı göndermeyi kabul etti. Güzel bir etkinlik oldu bence.
Anne ve anne adaylarına ne yapmalarını tavsiye edersiniz?
Diyebileceğim şu ki annelik, sadece çocuğu doğurmaktan veya onun üstünü başını giydirmekten, karnını doyurmaktan ibaret değil. Mümkün olduğunca çocuklarıyla vakit geçirebilecekleri mutlu saatler yaratsınlar. Çünkü çocuklar çok hızlı büyüyorlar ve hiçbir anları hiçbir anlarına benzemiyor. Yıllar sonrasına dolu dolu geçirilmiş, paylaşılmış güzel anılar bıraksınlar.
En son olarak da annenizle kendinizi kıyasladığınızda farklarınız bulunuyor mu?
Annemin çocuklarıyla, benim ilgilenebileceğim kadar zamanı olmadı. Ben bu konuda kendimi şanslı hissediyorum. Onun dışında bu konuyu hiç düşünmedim. Çünkü zaman hızla değiyor. Bugünkü şartlarda onun durumunu kıyaslayamam. Zaten onun öğrettikleriyle, yaptıklarıyla, gösterdiği
fedakarlıklarla bugünlere geldim. Yani yapılan işler farklı olsa da niyet aynı.
Son söz olarak da..
Bana, bu fırsatı verdiğiniz için ve güzel röportajınız için teşekkür ederim. Sevgilerimle…

Tagged: , , ,

0 yorum:

Yorum Gönder