12 Eylül 2012 Çarşamba


Bu haftaki diğer annemiz Derya Coşkundeniz…İkiz kız çocuğuna sahip olan Derya hanıma ,büyük bir içtenlikle sorularımıza cevap verdiği için çok teşekkür ediyoruz.Başarılarının devamını diliyor ve söyleşimizi sizlerle paylaşıyoruz.
Keyifli okumalar…
Merhaba Derya hanım,kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
17 yıldır İstanbul’da yaşayan bir İzmirliyim. Üniversite için gelip, sonra buraya yerleşenlerdenim. Radyo – Tv bölümü mezunuyum ve mezun olduğum 2000 yılından beri sektörün içindeyim. Her şey kamera arkasında başladı ve bir anda kendimi kameranın önünde buldum. 2010 yılında ikiz kızlarım Derin ve Mavi’yi kucağıma aldım. 2011 yılının başından beri Posta Gazetesinin internet sayfasında, Anne & Çocuk yazıları yazıyorum.
Mehmet beyle nasıl tanıştınız? Nasıl evlenme teklifi yaptı, özel hazırlık yapmış mıydı?
Bir internet sitesinde fotoğraflarımı görmüş Mehmet, sonra ortak arkadaşlarımızı bulup, tanışmak istemiş benimle. İlk tanıştığımız gün ona pek yüz vermemiştim ama aylar sonra farklı bir sebepten bir araya gelip sohbet ettik. Bundan sonrası, kahve, yemek derken, sıklaşan buluşmalarla ilişkiye döndü. Sevgililer gününün sabahı, yatağıma onlarca gülle gelip, önümde diz çökerek çok naif bir evlenme teklifi etti. Çok romantik bir şiir de yazmıştı bana, güllerin arasından o da çıktı. Şahaneydi.
Aşk doktoruyla evli olmak nasıl bir duygu?
Ben Aşk doktoruyla evli değilim, ben Mehmet Coşkundeniz’le evliyim. Bizim aramızda öyle taktikler vs hiç olmadı ya da o yaptıysa beni tavlayana kadar, ben hiç hissetmemişimdir :) Mehmet çok beyefendi, kibar ve sabırlı bir adam. Yemek yapmayı ve yedirmeyi çok sever. Oturup onunla sabaha kadar sohbet edebiliriz. Birlikte vakit geçirmekten zevk aldığımız gibi, birlikte eğlenebildiğimiz için de çok şanslıyız. Ortak ilgi alanlarımız çok fazla ve bu bizi birbirimize daha da yakınlaştırır.
 Anne olacağınızı öğrendiğiniz an neler hissettiniz?Mehmet bey bir beklerken iki bebeğe birden BABA olacağını öğrendiği zaman nasıl tepki verdi?
Anne olacağımı Mehmet’le birlikte öğrendik. Doktordaydık ve rutin bir kontrol için gittiğimde hamile olduğum ortaya çıktı. Ultrasonda iki kesenin olduğunu söyleyen doktorumun önce şaka yaptığını sandım, çünkü Mehmet hep ikiz çocuk isterdi. O yüzden doktorla anlaşıp bana oyun yaptıklarını düşünmüştüm. Mehmet’in yüzündeki şaşkınlığı farkedince, bunun gerçek olduğunu anladım. Müthiş bir sevinç, korku, heyecan ve bilinmezlik duygularıyla karman çorman olmuştum. Bir bebek yerine, iki bebek geliyordu.
Hamileliğiniz boyunca çok sıkıntı çektiniz mi? Çalışmalarınıza devam edebildiniz mi?
Hamileliğim 7. aya kadar rahat geçti. İlk 3 ay midem bulandı fakat sürekli istifra edenlerden hiç olmadım. Tatsız tuzsuz bir ruh halindeydim ama bu çok normal. 2,5 ay sonra normale döndüm ve çok daha enerjik hissettim kendimi. Bazen karnımda bebeklerin olduğunu unuttuğum zamanlar bile oldu. 7. aya girerken, erken doğum teşhisiyle hastaneye yattım ve doktorumun müdahalesiyle doğumu durdurmayı başardık. 10 gün yattım ve 37. haftaya kadar da doğumu beklettik.
Doğumunuzu nasıl gerçekleştirdiniz? Doktorunuzdan ve hastanenizden memnun kaldınız mı?
10 Nisan 2010′da kızlarımı epidural sezaryenle kucağıma aldım. Hastanenin ve elbette sevgili doktorum Latif Küpelioğlu’nun ilgisi her zaman moral kaynağım olmuştur. Benim doğumum biraz komplikasyonlu geçtiği için, hayatımı Latif Küpelioğlu ve diğer doktorum Serdar Koç’a borçluyum.
Kızlarınızın isimlerine nasıl karar verdiniz?
Kızlarımızın isimlerine ikiz olduklarını öğrendiğimiz gün karar verdik. Mehmet yazılarında aşkı hep mavi renkle anlattığı için çocuklarımızdan birinin adının mutlaka Mavi olmasını arzu etmişti. Ben de Mavi ismiyle uyumlu olacağını düşündüğüm için Derin ismini istedim. İki isim de her iki cinsiyete uyacağı için hiç değiştirmedik başından beri.
Ailece en çok neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?
Mehmet’in işinin yoğun olmasından dolayı çok sık tatil yapamıyoruz. Birlikte yakaladığımız nadir zamanları da en güzel şekilde değerlendiririz hep. Pikniğe gideriz, evdeysek hep beraber kek, kurabiye veya yemek yaparız. Dışarı çıkar gezebildiğimiz kadar gezeriz birlikte.
Yeni programınız hayırlı olsun, çalışan anne olarak zorlanıyor musunuz?
Çocuklarım 2 yaşına gelene kadar kendi insiyetifimle onlarla olmak için evde kaldım. Yazılarımı hep evden yazdım ve televizyon programı projemi erteledim. Şimdi 2,5 yaşına geldiler ve dertlerini anlatabiliyorlar. Bu durum beni biraz daha rahatlattı. Yakında kreşe başlayacaklar ve ben biraz daha rahatlayacağım. İşlerimi hep onların uyku saatlerine göre ayarladım. Yazılarımı onlar uyuduktan sonra yazdım ya da öğle toplatılarımı, onların uyudukları saatlere göre düzenledim. Her ne yapıyor olursam olayım, onların akşam uyku saatlerinden önce mutlaka eve dönmeyi alışkanlık edindim. Zorlanıyorum elbette. Aklım evde kalıyor ama kendimi de terbiye etmeliyim. Bağımlı bir anne olursam, bana bağımlı çocuklar yetiştiririm.
Annenizle kendinizi kıyasladığınızda farklılıklarınız var mı?
Çocuklarım doğduğunda hem kendi annemden hem de kayınvalidemden tek bir şey rica ettim, “Bu çocuklar, eşimle benim çocuklarım ve bizim ailemizin dinamiğiyle ve kendi anne babasının terbiyesiyle büyüyecekler, lütfen bana karışmayın. Bir konuda sıkışırsam, ilk sizden yardım isteyeceğim” dedim. Saygı duydu her ikisi de. Sağolsunlar, her yardım istediğimde bana ışık oldular. Kendi annemden çok farklıyım. Annem daha pimpiriklidir, ben öyle değilim. Hala “Onlar üşütür, sırtlarına bir yelek giydir” der mesela. Kendi dertlerini anlatamayacaklarını düşünüyor annem hala :)
En son olarak ta annelerimize ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?
Kendi evlatlarınızı yetiştirirken yardım alın ama her işinize karışan büyükler olduğu sürece, çocuğunuzun disiplini güçleşir. Son sözü her zaman siz söyleyin. Disiplin kötü bir şey değildir, yeter ki o disiplini siz vermiş olun. Kendinize zaman ayırmaktan, eşinizle bir kaç günlük tatillere baş başa gitmekten korkmayın. Siz çocuğuna bağımlı bir anne olursanız, çocuğunuz hayat boyu bağımlı bir kişilik geliştirir. Biliyorum ki, her anne, kendi çocuğu için en doğrusunu bilir.
Sevgiler

0 yorum:

Yorum Gönder