Bu haftaki konuğumuz baskaanne.com un sahibi Derya(@saryaDerya)
hanım.
Bizimle en içten şekilde söyleşi yapan Derya
hanıma çok teşekkür ediyor ve güzel söyleşimizi sizlerle paylaşmaktan mutluluk
duyuyoruz.Keyifli okumalar herkese…
Merhaba Derya hanım, bize kısaca
kendinizi tanıtabilir misiniz?
İsmim Derya Divrikli Gül, Aze Çınar’ın annesiyim.
Metin yazarım, televizyon programları yazarım, web sitesi tasarlarım. Annelik
sayesinde, internet aleminin annelik ayağını keşfettim. Ve baskaanne.com ile
girdim bu dünyaya. Şimdi Selin Seven adlı ortağımla oluşturduğumuz
anakilavuz.com adlı ailelerin deneyimlerini ve alışveriş tavsiyelerini yazdığı
bir site ve Renkli Ada adlı bir anne etkinlik merkezi ile anneliğin
kattıklarını arttırdım. Yani yaptığım her işin odağında annelik var artık.
Hamile olduğunuzu nerede
öğrenmiştiniz?Test sonucunu görünce neler hissettiniz?
Evde öğrendim. Hiç beklemiyordum. Çok şaşırdım.
İlk bir dakika şoktaydım.
Eşinize BABA olacağını nasıl
söylediniz?
Yüksek sesle bağırdım çift çizgiyi görünce. Ona
söylemeden yapmıştım testi. Koşup geldi. Test sonucunu gösterdim, birbirimize
sarılıp ağlamaya başladık.
Hamileliğiniz nasıl geçti?Doğumunuzu
nasıl gerçekleştirdiniz annelerimizle paylaşır mısınız?
Hamileliğim zor geçti. Zaten ilk üç ay yatmam
gerekti. Sonrasında da teknik koşullar sebebiyle yalnızdım çoğunlukla. Eklem
rahatsızlıklarım sebebiyle çok dışarı da çıkamıyordum. Bol bol film izleyerek
geçti.
Doğum sancım, 3 Ağustos 20.30 civarı başladı.
Gece 01.00 gibi hastaneye gittik. 05.00′te doğumhaneye aldılar, 05.19′da 9
saatlik bir sancı sürecinin sonunda, kızım normal doğumla doğdu. Genelde tam
tersidir ama hamilelikten şu güne kadar başımdan geçen en güzel hatırladığım şey
doğum sürecim.
Prensesinizin ,bitanecik kızınızın ismini
koymaya nasıl karar verdiniz?
Biz yıllar önce Ada Çınar
koymaya karar vermiştik çocuğumuzun adını. Kız da olsa erkek de olsa bu ismi
koyacaktık. Sonra Ada ismi artınca vazgeçtik. Çınar kaldı, önüne isim aramaya
başladık. Sonra 2010′un mayısında, İşçi Filmleri Festivali’ne gitmiştik. Sevgili
İlkay Akkaya sahneye çıktı ve çok sevdiğimiz Aze adlı şarkıyı söylemeye başladı.
(şarkıyı dinlemek isteyenler için linki şöyle: http://www.youtube.com/watch?v=kOAeQPx9S7M&feature=related
)
Eşimle birbirimize baktık, Aze olsun dedik. Aze
Çınar oldu. Aze zazacada maya demekmiş. Çerkescede ise “kafasına koyduğunu
yapan” anlamları da hoşumuza gitti. O gün bugündür Aze Çınar diye anılıyor
kendisi
Blogcu bir anne olmak nasıl bir duygu?Ne
zaman blog yazmaya başladınız?Blogunuz hakkınızda bilgi verebilir
misiniz?
Çok keyifli, blogum sayesinde benzer annelerle
tanıştım, hamilelik ve annelik süreci kolaylaştı. Hamileyken yazmaya başladım.
2,5 yıl olmuş. Baskaanne.com adresinde yer alıyor. Annelik, Aze Çınar ve bana
dair aklıma gelen her şeyi yazıyorum.
Geçenlerde bir etkinlik düzenlendi MomZ adı
altında. Z kuşağının Anneleriyiz biz. İnternet anneleri yani. Eskiden olduğu
gibi çocuk sahibi olduktan sonra yalnızlaşmak, tüm zorluklarla tek başımıza
mücadele etmek zorunda değiliz. İnternetten kendimiz gibi anneleri bulmak,
sorunları tek başımıza yaşamadığımızı bilmek süreci kolaylaştırıyor. Hep
söylediğim bir şey var, annelik “damdan düşeni en iyi damdan düşen anlar”
sözünün en doğrulandığı alan. İşte o benzerlerimizi bulmak için de blogger
dünyası, internet alemi en iyi alan.
Kızınızla beraber neler yapmaktan
hoşlanırsınız?
Sarılıp uyumayı seviyorum
Dans etmeyi… Onun deyişiyle “şohpet” etmeyi… Ben pek katılımcı annelerden
değilim. O oynarken, konuşurken izlemeyi çok seviyorum.
Kızınıza koymuş olduğunuz kurallarınız
var mıdır?
Tek yasağımız var bizim: Başkasına vurulmaz.
Diğer her sorunlu şey için “Yapmasak/yapsak daha iyi olur” diyoruz. Çok şükür
anlıyor genelde.
Anne olmak nasıl bir duygu?Siz anne
olduktan sonra nelere daha çok dikkat etmeye başladınız?
Anne olmak çok acayip bir şey. Tek boyutlu değil.
“Şahane bir şey” denip stilize edilebilecek bir şey değil. Bence anneliğin iki
yanı var. Bir olgusal, duygusal yanı bir de meslek yanı. Alt değiştirme, emzirme
zorlukları, uykudan uyanmalar, tüm hayatı yeniden organize etmeler… Bunlar
tamamen teknik, meslek yanları. Ve ben bu yanlarını sevmiyorum. Ve fakat işte
öyle bir sevgi ki, bu sevilmeyen yanları bile reddetmeden yerine getiriyoruz.
Bir gülüşleri, bir kelimeleri tüm yorgunluğu ve stresi alıyor.
Anne olduktan sonra hem kendi sağlığıma, hem tüm
çevreme daha dikkat etmeye başladım. Başka insanlara karşı da daha özenli, daha
hassas oluyor insan. Yanlışa düşmekten de daha çok korkuyor. Daha ince eleyip
sık dokuyorum bir çok konuda.
En son olarakta annenizle kendinizi
kıyasladığınız zaman ne tür farklılıklarınızı görüyorsunuz?
Bence yeni nesil annelerin kendi annelerimizden
çok çok farkı var. Yeni nesil daha çok okuyor daha çok biliyoruz. Fakat bu bizi
maalesef daha mutsuz ediyor. Hem günümüzde tehlikeler, sorunlar daha fazla hem
de işte biliyor olmak aslında çok yorucu. Bildiklerimizi çözecek gücümüz yok
çünkü. Bizim annelerimizin hormonlu gıdalar, küresel ısınma, her an
değişebilecek korkutucu ekonomi, radyasyon, baz istasyonları gibi dertleri
yoktu. Ve o zamanlar dayanışma daha fazla olduğundan çocuklar da daha
elbirliğiyle büyüyormuş.
Diğer yandan endişeyle fark ediyorum ki kendi
annelerimizde eleştirdiğimiz ne varsa zaman içinde ona dönüşüp öyle davranmaya
başlıyoruz
Özetle, annelik çok karmaşık ve olağanüstü bir
şey. Dünya üzerinde insanların gönüllü yazılabileceği bunca dert yüklü başka bir
şey yok. Dünya üzerinde bunca dert yüklü, bunca güzel başka aşk yok.
0 yorum:
Yorum Gönder