Hayat herşeye rağmen devam ediyor ya kadın
herşeyin üstesinden geliyor ya işte doğumda böyle birşey.Bazen iyi bazende kötü
hikayeler olabiliyor.Doğum bu ,bir evlat dünyaya getiriyoruz,canımız kanımız
olan minnacık kuzu.Onun sağlığı için elimizden ne geliyorsa yapıyoruz…
Doğum hikayelerimizde bu hafta devam
ediyor.Şeyda hanım minik prensesi İpeği anlattı bize.Ona çok teşekkür ediyoruz
ve doğum hikayesini sizler için yayınlıyoruz.Tekrar teşekkürler.
“Tam umudum yok artık olmuyor başka çarelere
bakalım dediğim ay hamile olduğumu öğrendim. Düşük tehlikesi yaşadım ilk
aylar, çok zor tutundu bana İpek.Hatta uzun bir süre yatmak zorunda kaldım.
Son kontrolümüzde doktorumun yürü vs demesini beklerken” dinlen Şeyda’cım
“cümlesi beni ürkütmüştü.. O haftayı sakin ve dinlenerek geçirdim. İçime mi
doğdu bilmiyorum doğum çantamı da erkenden hazır bekletiyordum. O gün
kahvaltımı yapıp kontrole gittim . Her şey bu ana kadar normal. Doktorum beni
çatı muayenesine aldı ve şaşkın bir şekilde hemen doğuma giriyoruz! dedi. Benim
nabzım yükseldi, heyecan, panik, korku nedenini sordum, 5 cm açılmam olduğunu ve
bunu fark etmeden nasıl dolaştığımı söyledi iyice korktum ne olacak şimdi? 35.
haftamdaydım hani 38. haftada doğum yapacaktım. Daha çok minik gelişimi
tamamlanmamıştı ve bir şey olmasından çok korkuyordum. Yanımda
eşimden başkası yoktu Oysaki her şeyi hazırlamıştık herkes beni doğuma
uğurlayacaktı. Fakat annem babam memlekette abim şehir dışında ablam evinde
bense bir yandan ağlıyorum bir yandan kolumda serum 6 cm e çıkan açılmamla
doğuma alınmayı bekliyordum. Eşimse beni teselli ediyor ve beni doğuma bırakıp
ablamı ve doğum çantamı almak için eve gitmeyi planlıyordu. 2 saatlik zaman bana
ömür gibi gelmişti. Hiç unutmuyorum serumun bitmesini beklerken yaşadıklarımı
düşünürken ipek korkumu hissetmiş ki sürekli tekmelerinde acı vermeye
başlamıştı. Artık benim yüzümden diye söyleniyordum. Ben rahat durmadım ki
gezdim dışarı çıktım ev işleri yaptım hep benim yüzümden! Aslında ne desek boş
bu böyle yazılmış benim kaderimde böyle bir doğum varmış sonrasında ben doğuma
alındım ve eşim gitti . Doktorum çok moral verdi doğumda gülerek bekledim
İpegimi.
Bir ağlama sesi ve ipek yanımda başımın ucunda
pembe yanakları ışıl ışıl gözleriyle bana baktı İpek mis gibi kokuyordu. Sonra
temizlenmek üzere gitti. Ben 20 dk sonra odama gülerek girdim hatta ablam
benden önce gelmiş odamı süslemiş nasıl gülerek geliyorsun diye çok sevindi .
Ben hazırlandım kızımı beklemeye başladım. Rötarlı olsada kızım geldi ve hemşire
emzirmeyi öğretiyordu. Sonra İpekte bir değişiklik olduğunu farkettim öyle pembe
değildi yanakları hatta ten rengi değildi Resmen mordu ! Evet ipek emerken
morarıyordu yani akciğer gelişimi tamamlanamadan minicik bedeni dünyaya merhaba
demişti. 5 dakikacık ana kız tanışmamız son buldu ta ki 1 gün sonrasına kadar.
Çok üzüldüm bu zaman zarfında çok ağladım Herkes bebeğiyle hastane koridorunda
turlara çıkmış bense sanki ameliyat olmuş gibi bekliyordum taburcu olmayı.
İpeği kuvöze almışlardı beni dahi sokmadılar ilk gün sütümü sağarak
gönderiyordum o üzüntüyle de azalmıştı zaten. Ertesi gün beni aldılar İpeğin
yanına kucağıma aldım minik vücudu kablo ve serum iğnesi morluğu. Bir daha
ağladım hep benim yüzümden diye. Şuan yazarken bile ağlıyorum. Sonra yine
morardı ve ben daha çok ağladım ne oluyor anlamıyordum. Tekrar kuvöze alındı ve
doktorlar İpeğin 10 gün kalması gerektiğini söylediler iyice bunalıma girdim eve
nasıl giderdim nasıl bakardım odasına ertesi gün taburcu oldum ama 2 saatte bir
sağıp eşim hastane yakın olduğu için sütümü götürdü. Sonra sağdığım
sütü içirdikleri biberondan bile nefesini kontrol edemediği için morarma
olduğunu öğrendik. Uçları farklı bir dizi biberon gönderdik en sonunda bir
tanesiyle çok yavaş bir şekilde morarmadan içmesini tamamladığını öğrendiğimde
mutlu oldum. Bu 10 günlük zaman zarfında sarılığını da hastanede atlatmış oldu.
Bu arada sütüm iyice azalmıştı mecburen mama da vermeye başlamışlardı. Neyse ki
10. günün sonu ipeği almaya gittik. Ben yine gelmeyecek diye endişelenirken
ipeği alıyoruz haberi geldi mutlulukla çıktım kızımı alıp giydirdim ve evimize
donduk. Tabi evde de biberonla beslerken morarma tıkanma devam etti. İlk
zamanlar yatarken bile boğuluyordu. Zamanla bu durumlar azaldı ve hayatımız
normale dondu. Velhasıl insan kendi başına gelmeyince anlayamıyormuş bu benim
için bir tecrübe oldu. insanin o an kendini ne kadar kalabalık olsa da yalnız
hissettiğini bildiğim için erken doğum yapan bir çok arkadaşıma da destek
oldum.
Zaman su gibi akıp geçmiş şimdi ipek 2 buçuk yaşında bazen ona kızdığımda
doğum zamanımı aklıma getiriyorum çünkü her şeyin boş ve önemli olanın sağlık
olduğunu farketmemi sağlıyor. Allah’a şükürler olsun ki sorunsuz sağlıklı bir
şekilde bu zamana kadar geldik .
İçimden geldiği gibi o anı yaşayarak anlattım sizlere. Umarım başınızı
şişirip sıkmamışımdır. Rabbim kimseyi evladıyla sınamasın sağlık versin.”
Teşekkürlerimle.
Şeyda Bal
0 yorum:
Yorum Gönder